top of page

Antisosyal kişilik bozukluğu veya diğer adıyla sosyopati, psikopati ile alakalı bir psikolojik bozukluktur (düzensizliktir). Bir sosyopatı bir psikopattan ayıran özellik, patolojidir, yani semptom farklılığıdır. Psikopati, sosyopatiye göre daha ağır bir bozukluk olup, sosyopatide görülen semptomlara ek olarak, özellikle ahlaka aykırı davranışlar ihtiva eder. Sosyopatiye sosyal çevrenin sebep olduğu düşünülmektedir. Antisosyal kişilik bozukluğuna (ASKB) sahip olan insanlar, halk arasında yaygın olarak “sosyopat” olarak adlandırılırlar. ASKB, bir kişilik bozukluğudur; bir akıl hastalığı değildir. (Wikipedia)

 

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin Teşhis ve İstatistik Rehberinde şöyle tarif edilmektedir: “Teşhis için temel özellik, çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eden, diğer insanların hakları ile ilgili daimî bir umursamazlık ve ihlal seyridir.” Hastalığın temel özellikleri olarak sayılan hususlar, hilekarlık ve manipülasyondur. Bu sebeple, teşhisi koyarken, muayene edilen ferdin haricindeki kaynaklardan malzeme (delil) toplamak zorunludur. Ayrıca fert, 18 veya daha büyük yaşta olmasına ek olarak belgelenmiş 15 yaş öncesi davranış bozukluğu hikâyesine (tarihçesine) de sahip olmalıdır.

TANI ÖLÇÜTLERİ

 

Tanı için, aşağıdakilerden en az üçünün bir kişide toplanması gerekir.

1.Sürekli göz altına alınmayı gerektiren fiilleri işlemek suretiyle belirlenmiş, hukuka uygun davranışları tespit eden sosyal kurallara uymamak,

2.Sürekli yalan söylemek, takma isimler kullanmak veya kişisel çıkar veya zevk için diğer insanları kandırmak fiilleri ile belirlenen hilekârlık,

3.Fevrîlik (ani tepki gösterme) veya ileriyi (geleceği) planlayamamak,

4.Sürekli fiziksel dövüşmeler ve saldırılar ile belirlenen sinirlilik ve saldırganlık,

5.Kendisinin veya başkalarının emniyetini ihmal etmek ve umursamamak,

6.Tutarlı iş davranışını devam ettirme (aynı işte uzun süre çalışma) veya parasal yükümlülüklerini yerine getirmede sürekli başarısızlık ve sorumsuzluk,

7.Başka bir kimseye zarar verme, kötü davranma veya malını çalma konusunda umursamazlık veya bu fiilleri mantıklılaştırma merhametsizliği. Antisosyal davranış, sadece “şizofreni” nöbeti veya “manik nöbet” esnasında meydana gelen türden olmamalıdır.

SEMPTOMLAR (BELİRTİLER)

 

1.Küçük yaşta hayvanlara karşı saldırganlık 2.Yalan söyleme veya hırsızlık yapmada ısrar, 3.Ceza adaleti sistemi ile sürekli sorunlar yaşama, 4.Diğer kişilerin haklarını veya sınırlarını (finansal, fiziksel, cinsel, duygusal, hukuksal) ihlal etme eğilimi, 5.Alkol veya uyuşturucu madde kullanımına yönelme, 6.Saldırganca, sıklıkla şiddetli davranış; kavgaya karışma eğilimi, 7.Sürekli olarak endişe, sinirlilik ve moral bozukluğu hissetme

CİNSİYET FARKLILIKLARI

 

DSM–IV’ün, Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından 1994 yılında yapılan baskısına göre, ABD’de antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi, yaklaşık olarak tüm erkeklerin %3’üne ve tüm kadınların %1’ine konulmuştur.

YAYGINLIK

 

Erkeklerin %5,8’i, kadınların ise %1,2’sinin bu bozukluğun hayat boyu devam etme riskine sahip olduklarını göstermektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, DSM–IV’e göre, antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi, yaklaşık olarak tüm erkeklerin %3’üne ve tüm kadınların %1’ine konulmuştur. Hapishanelerde, bu oranın %75'e kadar yüksek olabileceği tahmin edilmektedir. Klinik ortamlardaki yaygınlık tahminleri, örneklenen nüfusun hâkim özelliklerine bağlı olarak, %3 ile %30 arasında değişmektedir. Hastalığın yaygınlığı, pek çok şiddet suçlularını içeren hapishane insanları gibi seçilmiş nüfuslarda daha da yüksektir (Hare, 1983). Benzer şekilde, ASKB’nun yaygınlığı, alkol veya diğer uyuşturucu madde kullanımı tedavi programlarındaki hastalar arasında genel nüfusta olandan daha yüksektir. Bu da ASKB ile alkol veya diğer uyuşturucu madde kullanımı arasında bir bağlantı ve bağlılık olduğunu göstermektedir. David Korten tarafından yürütülen bir araştırma, bu özelliklerin, önemli şirketlerin üst yöneticileri arasında yüksek oranda olduğunu göstermektedir.

NEDENLERİ

 

Evlat edinme konusundaki araştırmalar hem genetik katkıların ve hem de çevre katkılarının hastalığın gelişmesindeki rolünü desteklemektedir. İkizler hakkındaki araştırmalar da yetişkinlerdeki antisosyal davranışın kalıtımsal olarak geçebilirliği konusuna işaret etmektedirler ve genetik faktörlerin yetişkinlerde antisosyal çocuklar veya ergenlerden daha önemli olduğunu göstermişlerdir. Çünkü bu son kategori araştırmalara göre, antisosyal çocuklar veya ergenlerde, paylaşılan çevre faktörleri daha önemlidir (Lyons ve diğer, 1995). Antisosyal ebeveyne sahip olma gibi ailevi bir hikâye, hastalığı geliştirme şansını artırmaktadır. Çocuklukta babadan şiddet görme veya aile içinde ebeveynler arasındaki çatışma, çocuklarda bu hastalığın riskini artırmaktadır. Mayo Kliniği’nin web sitesine göre, çocukluktaki ev (yuva), okul ve sosyal çevredeki (örneğin; mahalle) bir takım çevre faktörleri de katkı yapabilir. Örneğin; aşırı cezalandırıcı bir ev veya okul ortamı gibi.

HAZIRLAYAN PSİKOLOG VEDAT GÜNEŞ

ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

bottom of page