top of page

BiPOLAR BOZUKLUK

Bipolar kelimesi iki kutuplu veya iki uçlu bozukluk anlamını taşımaktadır. Yani bir tarafta depresiflik bir tarafta manik (coşkunluk, taşkınlık hali). Bipolar bozukluk tüm nüfusu etkileyen ruhsal bozukluklardan biridir. Tedavi edilmediğinde erken ölüm, genel sağlık durumunda bozulma gibi olumsuz sonuçlar yaratır. Bipolar bozukluğun klinik olarak farklı ve bazen tanısı zor olan birkaç tipi bulunur. Bipolar bozukluk belli bir düzen olmaksızın yineleyen mani, hipomani (duygu durum değişmesi), ya da karma görünümlü duygudurum dönemleri ile sosyal, mesleki ve ailesel alanlarda işlevsellikte belirgin bozulmalara yol açan duygudurum bozukluğudur. Bipolar bozukluk iki ayrı hastalık dönemleriyle karakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu hastalık dönemlerinden bir tanesinde taşkınlık (Mani), diğerinde ise çökkünlük (depresyon) bulunmaktadır. Hastalık tanısı konulmuş hastaların %10 ile %20 arasında öz yıkım girişiminden dolayı ölmektedir (intihar). Günümüzde her 100 kişiden 1-2’sinde bulunur.

 

BELİRTİLER

 

Vaka belirli dönemlerde abartılı önemli düşünceler veya ayağı yere basmayan projeler, kendini olduğundan çok daha yüksekte hissetme, büyüklük düşünceleri, düşüncelerin hastanın zihninde adeta yarışması, kendini aşırı enerjik hissetme, uyku gereksiniminde azalma hatta uyku gereksinimini inkâr etme, sonuçlarını düşünmeden heyecanlı veya eğlenceli faaliyetlere kalkışmak (çok para harcama, aşırı hızlı araba kullanma) görülen belirtilere örnektir.

 

• Bipolara bozukluk depresyon ve çökkünlük dönemlerini de içinde barındırdığı için bu dönemlerde hasta mutsuzluk, karamsarlık, umutsuzluk, özgüvende azalma, değersizlik hissetme, abartılı suçluluk veya pişmanlık duyguları, eskiden zevk aldığı faaliyetlerden zevk alamama, iştahsızlık veya uykusuzluk (uykuludur uykusu gelir fakat uykuyu reddederek uyumaz), ölüm ve intihar düşünceleri, bedeninde nedeni açıklanmayan ağrılar ortaya çıkabilir. Yukarıda yazılan belirtilerin tam tersidir. Bipolar iki uçlu veya iki kutuplu anlamlarını tekrar hatırlayalım bazı şeylerin daha iyi oturduğunu görebiliriz. Bipolar bozukluk hastalığının önemli ve belirgin belirtileri arasında az uyuma veya uyuyamama isteği, etrafı rahatsız edecek davranışlarda bulunmak, çok sayıda düşüncenin zihinde uçuşması, aşırı konuşkanlık veya hiç konuşmama, kolayca heyecanlanma veya huzursuz hissetme, pervasızca para harcama (bütün malını satıp servetinin tamamını harcayabilir bu benzerlik majör depresyonda vardır.) • DSM-5 Tanı Ölçütleri kitabında belirtiler ve hastalık dönemlere ayrılmaktadır; - MAJÖR DEPRESİF DÖNEM Aşağıdakilerden en az beşinin en az iki hafta süre ile bulunması gerek.

 

• Depresif mizaç * İlgi istek azalması

 

• İştah azalması ya da artması

 

• Uyku azalması ya da artması

 

• Enerji azalması, yorgunluk

 

• Suçluluk, değersizlik hissi

 

• İntihar eğilimi

 

MANİK DÖNEM En az bir hafta süren duygu durum değişikliğidir.

 

• Büyüklük hissi, benlik saygısında artma

 

• Uyku gereksiniminde azalma

 

• Logore (Çok konuşma, gevezelik) 

Zevk veren etkinliklere aşırı ilgi, katılım, risk alma

 

 Fikir uçuşması, düşüncelerini yarıştırması

 

HİPOMANİK DÖNEM ile MANİK DÖNEM belirtileri aynıdır.

 

BİPOLAR BOZUKLUK NEDENLERİ

 

Bipolar bozukluk hastalığı toplumlara göre farklılık göstermemektedir. Ortalama olarak %2-3 civarında görülmektedir. Erkek kadın oranı eşittir. Kadınların erkeklerden 4 yaş daha erken bu hastalığa yakalanmaları daha olasıdır. Hastalığın ortaya çıkma nedenleri arasında genetik etkenler azımsanmayacak orandadır ve ortalama 2/3 oranında genetik nedenler sorumlu tutulmaktadır. Genetik etkenlerin bipolar bozukluk gelişiminde yaklaşık %60- 80 oranında ağırlığı olabileceği bildirilmiştir. Günümüzde birinci derece akrabalarında hastalık olan kişilerde bipolar bozukluk görülme riski %3-8 arasında bulunmuştur. Ebeveynlerin her ikisi de hasta olması durumunda bu oran %75 e kadar çıkmaktadır. Bipolar bozukluğun tibbi olarak manik depresif olarak adlandırılır. Nedenlerinden bir tanesi ise beyinde hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasal maddelerin taşınmasında veya düzeylerinde ortaya çıkan değişikliklerdir ve beyinde iletiyi bozarak düşünce, bellek, öğrenme ve duygudurumun düzenlenmesini etkiler.

Bipolar bozukluğun çevresel etkenlerin etkisiyle ortaya çıktığı ve hastalığın gidişini etkilediği kanıtlanmıştır. Bazı yaşam alışkanlıkları (rutinleşme), alkol madde kullanımı, dışarıdan alınan bazı ilaçlar ve psikososyal etkenler, stresli veya travmatik olaylar, kimi zaman ailede görülen bir ölüm, işini kaybetme, doğum veya taşınma gibi etkenler hastalığın gelişmesinde ve kötüleşmesinde önemli rol oynarlar. Kadınlarda özellikle perinatal dönem hastalık başlangıcı için büyük risk taşımaktadır. İki uçlu bozukluğun (bipolar) seyrindeki en önemli özelliklerden birisi ise mevsimsellik göstermesidir. Mevsimsellik özellik olarak hastalar ilkbahar-yaz aylarında taşkınlık, coşkunluk yaşarken, sonbahar-kış aylarında ise çökkünlük, durgunluk içinde girerler. Hastalar özellikle ilkbaharın son günleri, yazın ilk günleri kötüleşirler. Kötüleşme yaşanan bugünlerde hastalarda dürtüsel, tepkisel davranışlar, saldırganlık eğiliminde artma, öfke patlamaları, aşırı para harcama, taşkınlaşma yaşarlar. İntihar bu dönemler için çok yüksek miktarda olmasa bile dikkatli davranılmalı.

 

TEDAVİ VE KLİNİK GÖRÜŞ

 

Bipolar bozukluğunun belli bir tedavisi yoktur, her hastaya göre bir tedavi programı hazırlanır. Bu tedavi programında ilaç tedavisi yanı sıra yaşamın düzene sokulması, kötü beslenme ve alkol-madde kullanım alışkanlıklarından uzaklaşma, pozitif düşünme ve davranma becerilerini geliştirme, stresle başa çıkma stratejilerini öğrenme hastalığın seyri konusunda ayrıntılı bilgiye sahip olma bulunmaktadır. İlaç tedavisinde başlarda lityum gelirken valproat, antipsikotikler de kullanılmaktadır. Bipolar bozukluk işlevsellikte bozulmaya yol açan, öz yıkım riskini oldukça arttıran, beraberinde ciddi eş tanı ve komplikasyonlar getirebilen bir kronik hastalık olduğundan dolayı hastalığın tanısı mümkün olduğunca çabuk ve doğru koymak hayati önem taşır. Yapılan araştırmalarda bipolar hastaların %69’unun ilk başvurularında yanlış tanı aldığı, başka bir araştırmada ise, bu hastaların mevcut tanılarını alana kadar yaklaşık ortalama 10 yıl geçtiği belirtilmiştir. Hastaların yaklaşık yarısının ilk 5 yıl içinde tedavi arayışına ü girmediği düşünüldüğünde gecikmenin yaratabileceği sorunların büyüklüğü daha iyi anlaşılır.

 

KAYNAKÇA

 

Ann Ö.Kring, Sheri L.Jognson, Gerald C.Davison, John M.Neale, Anormal Psikolojisi, 2019, Nobel, s.202

Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı, (DSM-5), çev. Köroglu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2014, s.129

 

YAZAN: PSİKOLOG VEDAT GÜNEŞ

Genel bir sorun olan Sosyal Fobiyi nasıl yeneriz?

Sosyal Fobi mi çekiyorum?

Belirtileri nelerdir?

Sosyal fobinin tedavisi nedir?

okumak için tıklayınız...

sosyal-fobi-erkek-min.jpg

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

DEHB'nin Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda yaygınlık oranı yüksek olan bu bozukluk erken tanı gerektiriyor.

Okumak için tıklayınız...

dehb-okul-doneminde-belirginlesiyor-1568380296_edited.jpg
bottom of page