top of page

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerine ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylem ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ve ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. İnsanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler.

 

Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil genelinde etkilidir. Şizoid bireyler yaşamda ama özellikle toplumsal yaşamda bir katılımcı olmaktan ziyade gözlemci gibidirler.

 

Topluma yabancılaşmışlardır. Ancak bu yabancılaşma düşünsel değil duygusal yabancılaşmadır. Bu açıdan toplumu ahlak veya politika gibi düşünsel sebeplerle eleştirdiği için yabancılaşan bireylerden farklıdır. Diğer yandan bu duygusal yabancılaşmayı rasyonalize etmek için yukarıda sayılan düşünsel gerekçeler bir savunma mekanizması olarak şizoid birey tarafından kullanılabilirler. Şizoid kişilik bozukluğu tipik olarak geç çocuklukta veya ergenlikte belirti vermeye başlar. Şizoid bireyler genellikle bu bozukluklarının tam bilincinde değillerdir. Bu sebeple psikiyatri kliniklerine nadiren giderler. Kliniklere nadiren başvurdukları için ŞKB hakkında yeterli çalışma yapılamamıştır.

BELİRTİ VE BULGULAR

 

Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerin diğer insanlarla iletişimlerinde ilgi azlığı, kayıtsızlık ve kısa sürelilik belirgindir. Yüz ifadeleri genellikle donuktur. Konuşmaları hem kısa hem de monotondur. Neşe, coşku, heyecan, üzüntü, öfke gibi duygulanımları nadiren gösterirler. Bir kişi özel alanlarını ihlal ettiğinde kilitlenme veya bunalma yaşarlar ve özel alanlarına geri dönmek isterler. Yalnızlıklarını yaşadıkları bu özel alanı özgürlük olarak yorumlarlar.

 

Duygusal ve özel yakınlık talebi az olan eşleri seçmeye meyillidirler. Şizoid bireyler aslında insanlardan değil olumlu-olumsuz duygulardan, duygusal yakınlıktan ve kendini ifade etmekten kaçınmak ister. Bu sebeple diğer insanlarla ilişikleri entelektüel, fiziksel, ailevi, mesleki veya sportif aktivite sınırları içindedir. Donald Winnicott’a göre diğer insanlarla onların istek ve beklentilerini de gözeterek değil kendi istekleri doğrultusunda ilişki kurmayı tercih ederler. Bunu başaramazlarsa kendilerini yalıtırlar.

 

Aaron Black ve arkadaşlarının çalışmasına göre şizoid bireyler insan ilişkileri bağlamında farklı yaşam tarzlarıyla özellikle de kitap veya filmlerde konu edilen ilişkilerle karşılaştıklarında sosyal açıdan kusurlu olduklarını fark etmektedirler. Yaşamı sürekli dışarıdan izliyormuş hissi şizoid bireyi yorabilir ve bunun sonucunda depresyon veya depersonalizasyon oluşabilir. Eğer bu durum oluşursa şizoid birey kendisini bir robot gibi hissedebilir ya da yaşam onun hayallerinde ibaretmiş durumunu alabilir.

 

Harry Guntrip, Melanie Klein ve diğerlerine göre şizoid kişilik bozukluğu olan insanlar gizlenmiş büyüklenmecilik ve başkalarının görüşlerine bağımlılık gösterebilirler. Şizoid kişilik bozukluğunda görülebilen büyüklenmecilik narsisistik kişilik bozukluğunda görülen büyüklenmecilikten oldukça farklıdır. Narsisistik kişilik bozukluğunda büyüklenmecilik imrenilen veya kıskanılan bir insanı değerden düşürme veya bastırma işlevine hizmet ederken şizoid kişilik bozukluğunda büyüklenmecilik kişiyi diğerlerinden yalıtmaya hizmet eder.

 

Carl Gustav Jung’a göre temel bir kişilik özelliğinin bastırılması diğer bir kişilik özelliği tarafından ödünlenir. Örneğin duygusal yönü bastırılmış bir kişiliğin düşünsel yönü ödünleyici tarzda gelişmiş olabilir. Bu bağlamda şizoid kişiliğin bastırılmış duygusal yönünü ödünleyici tarzda düşünsel yönü çok ileri çıkmış olabilir. Bu çerçevede şizoid kişilerin matematik, fizik, ekonomi ve benzeri alanlarda büyük başarılara imza atmış oldukları gözlenmiştir. Buna rağmen pratik aktivitelerde pek görülmezler

GÖRÜLME ORANI

 

Eldeki veriler ve çalışmalar toplumda %0,8 ila %4 arası görülme sıklığını belirtmektedir. Erkeklerde kadınlara göre biraz daha fazla sıklıkta görülmektedir.

 

DSM-V’E GÖRE ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

 

DSM-V’e göre şizoid bozukluk, erken yetişkinlik döneminde başlayan ve çeşitli bağlamlarda kendini gösteren yaygın bir sosyal ilişkilerden kopma ve kişilerarası ilişkilerde kısıtlı bir duygu ifade aralığına sahip olma modelidir.Tanı koyulabilmesi için kişinin aşağıdaki kriterlerden en az dördünü karşılıyor olması gerekir (American Psychiatric Association, 2013):

 

❱ Aile ilişkileri dahil, yakın ilişkilerden keyif almaz ve bu ilişkileri kurmak istemez.

 

❱ Neredeyse her zaman tek başına yapacağı aktiviteleri tercih eder.

 

❱ Bir başkasıyla cinsel deneyimler edinme isteği ya hiç yoktur ya da çok azdır.

 

❱ Keyif aldığı etkinlik sayısı çok kısıtlıdır ya da hiç yoktur.

 

❱ Birinci dereceden akrabaları dışında yakın arkadaşları veya güvendiği kimseler yoktur.

 

❱ Başkalarının övgü veya eleştirilerine kayıtsızdır.

 

❱ Duygusal soğukluk, kopukluk veya tekdüze bir duygulanım gösterir.

 

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

PSİKODİNAMİK TERAPİ

ŞEMA TERAPİSİ

 

HAZIRLAYAN PSİKOLOG VEDAT GÜNEŞ

ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Genel bir sorun olan narsistik özellikler nedir?

Nasıl anlarız? 

okumak için tıklayınız...

narsistik_kisilik_bozuklugu_ofix_blog_1.jpg

Kişilik Bozuklukları Nelerdir?

Günümüzün yaygın olan kişilik bozukluğu ''Şizoid Kişilik Bozukluğu'' 

Okumak için tıklayınız...

images.jpg

Sigmund Freud

Sigmund Freud kimdir?

Psikodinamik Kuramı Nedir?

Psikoseksüel Gelişim Dönemleri Nelerdir?

Sigmund'u okumak için tıklayınız...

Portrait-Sigmund-Freud-1921.webp
bottom of page