top of page

PEDOFİLİ BOZUKLUĞU VE ENSEST

DSM'ye göre, pedofili bozukluğu (pedes Yunanca'da "çocuk" ve fili (phlia) Yunanca'da "çekim") bir yetişkin, ergenlik öncesi ya da ergen bir çocukla cinsel ilişki yaşayarak cinsel tatmin duyduğunda ya da ergenlik öncesi ya da ergen bir çocukla cinsel ilişki yaşamak için tekrarlayan, yoğun ve sıkıntılı arzu duyduğunda tanılanır. DSM-5'e göre, suçlu en azından 18 yaşında olmalı ve en azından çocuktan 5 yaş daha büyük olmalıdır. Pedofili bozukluğu olduğunu kabul eden pek çok erkek, çocuk pornografisini kullandığını bildirmiştir (Riegel, 2004). Pek çok parafilide, güçlü öznel bir çekim, davranışı harekete geçirir. Pedofili bozukluğu olan bir erkek, bazen çocuğun kafasına temas ederek tatmin olur fakat aynı zamanda çocuğun cinsel organına eliyle dokunabilir, çocuğu kendi cinsel organına dokunmak için teşvik edebilir; ender de olsa içine girme teşebbüsünde bulunabilir. Çocuk isyan etmedikçe ya da bu durum, başka yetişkinler tarafından keşfedilmedikçe cinsel istismarlar haftalar, aylar ya da yıllarca tekrarlanabilir. Pedofili bozukluğu olan bazı kimseler, eğer çocuk ebeveynlerine söylerse, örneğin bir hayvanı öldürerek ve ona daha da çok zarar vermekle tehdit ederek kasıtlı olarak çocuğu korkuturlar.  

Pedofili bozukluğu olan kimseler, genellikle komşuların ya da ailenin arkadaşları olabilir ve bu kişiler, tanıdıkları çocukları istismar ederler. Üzücü bir şekilde, izci oymakbaşlarını, kamp danışmanını ve rahipleri içeren çok sayıda olay bulunmaktadır. Pedofili bozukluğu olanların çoğu, cinsel eylem dışında bir şiddet göstermez, yaptıklarında bile genellikle medyadaki korkunç bir hikâyenin odağıdırlar. Pedofili bozukluğunda aleni fiziksel bir güç nadiren kullanıldığından çocuk istismarcı, kurbanı zorladığını genellikle inkâr eder. İstismarcının bozuk inançlarına karşın çocuk cinsel istismarı doğal olarak güvene ihaneti ve başka ciddi olumsuz sonuçları içerir.

61 çalışmanın izlendiği 28.972 cinsel suçlunun dâhil olduğu büyük bir meta-analiz çalışmasında, çocukların fotoğraflarına bakarak pletismograf (penis ölçer) ile ölçülen cinsel uyarılma tepkileri, tekrarlayan cinsel suçları için en güçlü göstergelerden biriydi (Hanson ve Bussiere, 1998). Yine de çocukların fotoğraflarına tepki olarak oluşan cinsel uyarılma pedofili bozukluğu için mükemmel bir gösterge değildir. Cinsel ilgi ve davranışlarında geleneksel pek çok erkek, çocukların erotik fotoğraflarıyla cinsel olarak uyanılabilir. Hem kendi ifadelerinin hem de pletismograf ölçümlerinin alındığı bir çalışmada, halkı temsilen rastgele seçilmiş bir örneklemde, erkek örneklem grubunun 4'ü çocukların tahrik edici cinsel fotoğraflarına baktığında uyarılma olduğunu bildirmiştir (Hall, Hirschman ve Oliver, 1995). Doğrusu, çalışmalar arasında, erkeklerin %3-9'unda bir çocuğu da içeren en azından bir cinsel fantazinin olduğu tanımlanmıştır (Seto, 2009). Bu bulgular her ne kadar rahatsız edici de olsa DSM ve sağlık profesyonelleri tarafından yapılan fantazi ve davranış arasındaki ayrımın önemini vurgulamaktadır. Pedofili bozukluğu olan yetişkinler ancak cinsel dürtüleri sonucu çocuklara cinsel bir davranışta bulunduklarında, bu dürtülerden sıkıntı duyduklarında ya da bu dürtüler sonucu kişiler arası problemler yaşadıklarında tanılanır. Ensest, pedofili bozukluğun bir alt türü olarak listelenir. Ensest, evliliğin yasak olduğu yakın akrabalar arasında yaşanan cinsel ilişkilere denir. En yaygın olanı, erkek ve kız kardeş arasında olandir. Daha patolojik olarak görülen ve en yaygın olan ikinci ensest ise baba ve kızı arasında olandır. İnsan topluluklarında ensestin tabu olması Mısırlı firavunlar hariç neredeyse evrenseldir (Ford ve Beach, 1951). Mısırlı firavunlar, kız kardeşleriyle ya da yakın aile kadınlarıyla evlenebilirlerdi. Mısır'da, asil kanın yabancıların kanıyla kirletilmemesi inancı vardı. Ensest tabusu, bugünkü bilimsel bilgiye göre anlamlıdır. Baba-kız ya da ağabey-kız kardeş birleşiminden doğan bir bebeğin her bir ebeveynden ayrı aynı çekinik genleri kalıtım yoluyla alma olasılığı daha yüksektir. Çoğu zaman çekinik genlerin ciddi doğum bozuklukları gibi olumsuz biyolojik etkileri vardır. Bu yüzden ensest tabusunun uyumsal evrimsel bir önemi vardır.

Ensestin, ataerkil ailelerde, özellikle de kadının erkeğe itaat etmesinin saygı gördüğü ailelerde nadiren yaşandığı kanıtlanmıştır (Alexander ve Lupfer, 1987). Bu ailelerdeki ebeveynler, ihmalkâr ve çocuklarından duygusal olarak uzaktır (Madonna, Van Scoyk ve Jones, 1991).

Genellikle, ensest ilişki kuran erkekler, adolesan kızları istismar ederken ensest olmayan pedofili bozukluğu olan erkekler, genellikle ergenlik öncesi çocuklarla ilgilenir. Kurbanların yaş farklarıyla tutarlı olarak kendi ailelerindeki çocukları istismar eden erkeklerin; akrabalığı olmayan çocukları istismar eden erkeklere göre, yetişkin heteroseksuel ipuçlarına karşı daha fazla uyarıldıkları pletismograf ile ölçülmüştür (Marshall, Barbaree ve Christophe, 1986). Pedofili bozukluğu ve ensest ilişki yaşayan kişilerin demografik özellikleri nelerdir? Pedofili bozukluğu olan kişiler heteroseksüel ya da gey olabilir, çoğunluğu heteroseksüeldir. Çocuk istismar olaylarının yaklaşık yarısı, ailede olanlar dâhil, ergen erkekler tarafından işlenmektedir (Morenz ve Becker, 1995). Akademik problemler diğer suçlu davranışlar kadar yaygındır (Becker ve Hunter, 1997). Daha büyük heteroseksüel erkeklerin çoğu evlidir ya da evlenmiştir. Psikolojik olarak, pedofili bozukluğu olan erkekler nüfusun geneline göre yükselen dürtüsellik ve psikopati gösterirler (Ridenour, Miller, Joy ve ark., 1997). Sıklıkla bu adamlar, eşlik eden davranım bozukluğu ve madde bağımlılığı kriterlerini karşılarlar. Pedofili bozukluğu olan kişilerde cinsel tacizin görülme olasılığı bir maddenin toksik etkisinde olduklarında daha yüksektir. Diğer parafili bozukluklarında olduğu gibi depresyon ve anksiyete bozuklukları da yaygındır (Galli, McElroy, Soutullo ve ark., 1999). Kanıtlar, pedofili bozukluğu olan kimselerin duygudurumları olumsuz olduğunda çocuklarla ilgili cinsel fantaziler kurduklarını göstermektedir ancak mutsuzluklarıyla başa çıkmak için kurdukları fantazinin olumsuz duyguyu daha da artırması olasıdır. Bu aşağı doğru olan sarmal da bir çocuğu istismar etme dürtüsüne katkı sağlayabilmektedir.

KAYNAKÇA

Ann Ö.Kring, Sheri L.Jognson, Gerald C.Davison, John M.Neale, Anormal Psikolojisi, 2019, Nobel, s.363-380

Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı, (DSM5), çev. Köroglu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2014, s.205-128

PSİKOLOG VEDAT GÜNEŞ

bottom of page