top of page

     Zimbardo’nun yaptığı, Stanford hapishane deneyi sosyal etki araştırmasının yaygın olarak bilinen önemli bir deneydir. Bu deneyde 24 normal, sağlıklı bireye rastgele mahkûm veya gardiyan rolleri verilmiştir. Mahkûm rolü verilmiş olan bireyler polis arabasıyla evlerinden alınarak gerçekçi polis prosedürlerinden geçirildikten sonra gerçek bir hapishane ortamına benzemesi için düzenlenen Stanford laboratuvarına gözleri bağlı olarak getirilmişlerdir. Ne mahkûm rolündeki ne de gardiyan rolündeki bireylere nasıl davranacakları konusunda bilgi verilmemiş olmasına rağmen deneyde rollerin gerektirdiği davranışların ve ortamın gerektirdiği normların ortaya çıktığı görülmüştür. Bu deney, Stanford Üniversitesi psikoloji binasının bodrum katındaki laboratuvar sahte bir hapishaneye çevrilerek yapılmıştır. Bireylerin rollerini hızlı bir şekilde benimsemesi için mahkûm rolündeki kişilere savunmasız hissetmelerini sağlamak için sadece beyaz bir elbise ve kişilikleri göstermeyi engellemek adına saçlarını kapatmaları için kadın çorabı verilmiştir. Ayrıca mahkûm rolündekilere her zaman ayaklarında duracak bir zincir de takılmıştır. Deneyin başlangıcından itibaren mahkûm rolündeki kişilere onlarda verilen numaralarla seslenilmiştir. Gardiyanlara ise düdük, aynalı gözlük ve cop içeren standart bir üniforma verilmiştir. Ancak gardiyanlar nasıl davranmaları konusunda herhangi bir özel eğitimden geçmemiş, sadece onlardan hapishanedeki düzeni korumak için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaları istenmiştir. Zimbardo, sonradan yayınlanan görüntülerde, deney öncesinde gardiyanları eğitirken şunları söylüyordu: Mahkumlar üzerinde can sıkıntısı hissi yaratabilirsiniz, bir dereceye kadar korku yaratabilirsiniz ve onların hayatlarını tamamen rastgele güçler tarafından, sistem tarafından, sizler ve bizler tarafından kontrol edildiği hissine kapılmalarını sağlayabilirsiniz. Ve kesinlikle özel hayatları olmayacak. Onların bireyselliklerini çeşitli yollarla ellerinden alacağız. Genellikle bunun sonucunda, kendilerini güçsüz hissederler, bunu bekliyoruz. Yani bunun sonucunda, biz tüm güce sahip olacağız, onlarsa hiçbir güce...

     Gardiyanlar, tıpkı gerçek gardiyanlar gibi giydirildi, ellerine tahta sopalar verildi ve tamamen gerçek bir hapishane ortamı yaratılmaya çalışıldı. Göz temasına engel olması amacıyla aynalı gözlükler verildi. Mahkumlaraysa, tıpkı gerçekte olduğu gibi, oldukça rahatsız edici bir mahkûm kıyafeti giydirildi ve bileklerine birer zincir vuruldu. Gardiyanlara, mahkumları onlara atanmış ve mahkûm kıyafetlerine işlenmiş numaralar ile çağırmaları tembihlendi. Böylece tamamen gerçek bir hapishane ortamı yaratıldı. Sıradan ve normal sayılacak üniversite öğrencileri sadece birkaç gün içerisinde vahşi düzeyde sadist gardiyanlar ve gitgide korkaklaşan mahkumlara dönüştüler. Her geçen gün, her biri, rollerine daha da bağlı hale geldiler. Günler geçtikçe, gardiyanlar giderek şiddetlenen psikolojik kontrol taktikleri geliştirmeye başladılar. Örneğin isyanlara katılmayanları aldıkları özel bir hücre yarattılar ve burada onları ödüllendirmeye başladılar. Benzer şekilde, mahkumların yatak çarşaflarını ve süngerlerini alarak onları metal yataklarda uyumaya zorladılar. Kısa süre içerisinde gardiyanlar, mahkumlara önce gizli, sonrasında ise açık şiddet uygulamaya başladı. Yemeklerini yemeyenler için gardiyanlar tarafından karanlık bir oda yaratıldı ve oraya hapsedilme cezası uygulanmaya başlandı.

    Sadece 36 saat içerisinde, 8612 numaralı "mahkûm", Zimbardo'nun tanımıyla "çılgın" tavırlar sergilemeye başladı. Zimbardo, olayları şöyle anlatıyor: ‘’8612 numaralı mahkûm delice davranmaya başladı, bağırıyor, çığlık atıyor, küfrediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyor. Onun gerçekten bu psikolojik durumda olduğunu kabullenmemiz epey bir zaman aldı ve sonunda onu salma kararı verdik.’’ Deneyin başlamasından sonra sadece 6 gün geçmesine ve deneyin içeriği tamamen rol yapmaya dayanıyor olmasına rağmen, sosyal ilişkilerin gerçekliğinden ötürü mahkumlar ile gardiyanlar arasındaki ilişki o kadar sadist ve vahşi bir hale gelmişti ki, Zimbardo beklediği süreyi tamamlayamadan deneyini sona erdirmek zorunda kaldı. Deneyin ilk günlerinden itibaren gardiyan konumundaki öğrenciler, sözlerini mahkumlara dinletebilmek için giderek şiddetli hale gelen yöntemler uygulamışlardır. Mahkumlar da, ilk günlerde gardiyan konumundakilerin gerçek hayatta "kendileri ile aynı düzeyde" olduğunu bildiklerinden inatçı ve "zoraki" bir şekilde rollerini üstlenen bir tablo çizmişler, ancak her geçen gün bu inatlaşmaya bağlı olarak artan gardiyan şiddeti, onları giderek uysal ve korkak bir hale getirmiştir. Bu deneyin sonuçları şunu gösteriyor; normal, sağlıklı bireyler kendi kişisel kimliklerini kaybederek kendilerinden oynamaları beklenen role girip o rolün gerektirdiği şekilde davranışlar sergileyebiliyorlar (Haney,Banks ve Zimbardo,1973.) .

 

KAYNAKÇA

Kağıtçıbaşı, Çiğdem, Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar -Sosyal Psikolojiye Giriş-, 2020, Evrim, s.77-79

J.Gerrig, Richard, Zimbargo Philip, Psikoloji ve Yaşam, 2021, s.520

Psikolog Vedat Güneş

ZİMBARDO'NUN ''STANFORD HAPİSHANE'' DENEYİ

bottom of page